Değerli basın mensupları;
Öncelikle basın toplantımıza
katıldığınız için hepinize teşekkür ediyor, hoş geldiniz diyoruz.
Bildiğiniz gibi, Şahinbey Akkent Camisinin çöken iskelesinin altında kalan ve
hayata gözlerini yuman değerli meslektaşımız Korkut Küçükcan`ı dün gözyaşları
arasında ebediyete uğurladık.
Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
Ancak yaşadığımız bu talihsiz ve acı olayın ardından cevap bekleyen sorular,
sorgulanması gereken konular var.
Sizlerin aracılığıyla, meslektaşımız Korkut Küçükcan`ın hayatını kaybettiği Akkent
Cami İnşaatı ve kurtarma çalışmaları ile ilgili sorgulanması gereken
konulardaki görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
Korkut Küçükcan, mesleğinde 19 yılını
tamamlamış, kendisini olası bir depremde güçsüz yapıların ayakta kalmasını
sağlamak için güçlendirme projeleri çizmek, uygulamak için yetiştirmiş ve bu
konuda Türkiye`de sayılı isimlerden birisi haline gelmiş, meslek aşığı
donanımlı bir mühendisti.
Yapıların mevcut yapısal özelliklerinin belirlenmesi ve güçlendirilmesi
konusunda engin bilgi ve deneyime sahipti. Sahada yapısal sistemin belirlenmesi
için ölçümlerin yapılıp röleve projelerinin hazırlanması, hasar ve noksanların
tespiti, yapı malzemelerinden numunelerin alınması ve dayanım testlerinin
yaptırılması onun uzmanlık alanıdır.
Bu konularda 19 yılı aşkın süredir emek vermiş, her türlü zor işin altına, bu
iş içinde de olduğu gibi, yüksünmeden girmiştir. Türkiye`nin pek çok bölgesinde
çok çeşitli binalarda çalışmıştır. Okullar, kamu binaları, banka binaları gibi
pek çok binanın yanı sıra, sanayi tesislerinin 100m`ye varan yüksekliklerdeki
bacalarının dahi rölevelerini hazırlamış, bu yüksekliklerden beton örnekleri
almış bir mühendisti.
Tüm bu çalışmaların yapılması sırasında gösterilmesi gereken azami özeni,
uyulması gereken güvenlik kurallarını herkesten iyi bilen diğer insanlara
öğreten, daima uygulayan ve diğer ekiplerin de uygulamasını sağlayan yetkin bir
mühendisti.
Deprem güvenliğine dair bilinç düzeyini ülkesinde ve özellikle memleketi
Gaziantep`te yükseltmek adına yaptığı tüm özverili çalışmalarda, bu bilince
ulaşmanın ilk şartının sahada güvenli çalışma olduğunu bilen, herkese anlatan
ve öğreten bir mühendisti.
Van, Düzce depremleri ve daha birçok farklı toplumsal afetlerde gönüllü olarak
olay yerine giden, deprem sonrası hemen kullanılması gereken öncelikli
yapıların (Hastane vb.) hızlı bir şekilde gözlemini yapan, arama kurtarma
çalışmalarına katılan, günlerce çadırlarda kalan sorumluluk sahibi bir
mühendisti.
Odamızın da son zamanlarda gündeme getirdiği, olası bir Gaziantep veya civar
bölgelerde meydana gelecek depremde, bizlere bir yol haritası oluşturacak
Deprem Master Planı komisyonumuzun 6 üyesinden 1 tanesiydi.
Olası bir deprem öncesinde ve sonrasında, birçok hayatı kurtaracak bilgiyi
oluşturacak planın bir parçası ve katkı sunanıydı.
Elbette kendisi ile ilgili anlatacak çok şey var ancak mesleki anlamda ne kadar
önemli bir değeri kaybettiğimizin altını çizmek istiyoruz.
Üzücü olayın gerçekleştiği devasa
büyüklükteki cami inşaatı, Türkiye`nin en büyük ikinci camisi olarak lanse
ediliyor. 14.700m2`lik alana inşa edilen caminin, kubbe yüksekliği 67 metre,
kubbe çapı ise 34 metre genişliğindedir. Caminin 4800m2`lik avlusunda 44 adet
30m2 büyüklüğünde külliye şeklinde odalar bulunacaktır. Devasa camide aynı anda
15.000 kişi ibadet edecektir.
Yapının başlaması ile daha öncede gündeme gelen, Karataş Mahallesini şehre
bağlayan en büyük ana yollardan birinin aksını kestiği, yolun sürekliliğinin
devamı için caminin etrafından dolaşılması gerekliliği için yapılan tartışmalar
daha önce kamuoyu gündemini meşgul etmişti. Bu yol imar değişikliği Ayrıca
şehir hastanesine ulaşım bakımından sıkıntılara yol açacağını da hastane
faaliyete geçmeden şimdiden söyleyebiliriz.
Akkent Cami inşaatın yalnızca 1 km civarında 4 adet cami bulunmaktadır.
Ayrıca bu büyüklükte bir cami inşaatı var iken, bundan çok çok daha büyük bir
caminin valilik binasının yıkılarak yerine yapılacak olması da Gaziantep
kamuoyunu meşgul eden, tartışmalara yol açan yeni bir gündem konusudur.
Türkiye`nin ikinci en büyük camisi
olarak yapımına başlanan Akkent Cami İnşaatının statik projesi, iskele projesi
ve ruhsatı yok.
Hatta cami inşaatı yapılan alanın, cami olarak imar tadilatı olmadan inşaata
başlandığı, inşaata başladıktan yıllar sonra imar tadilatının yapıldığı
kamuoyunca bilinmektedir.
Herhangi bir projesi olmayan inşaata nasıl başlandı ve neye göre devam
ettirildi?
Türkiye`de camilerin ruhsatsız hatta projesiz yapıldığı ile ilgili genel bir
kanı var. Ancak bu durum mühendislik bilimini ve insan hayatını hiçe sayan bir
uygulamadır.
Çoğu zaman bir tip cami projesinin enini boyunu biraz değiştirerek inşaat
yapıldığı bilinmektedir. Belediyeler cami ve bunun gibi bağış yapılan sosyal
inşaatlarda ruhsatlara önem vermiyor proje istemiyor. Bu çok yanlış, yanlış
olduğu kadar da tehlikeli bir durumdur.
İnşaatı ister kamu kurumu yapsın, isterse de özel sektör yapsın her ikisi de
aynı muameleye tabi tutulmalıdır. Belediyeler, kamu kurumları, kurallara uyma
konusunda örnek olmalıdır. Ruhsatsız yapıya müsaade etmemelidir. Ancak burada
görüyoruz ki belediye kendisi ruhsatsız yapı yapmaktadır.
Öncelikle arama kurtarma faaliyetlerinde
çalışan herkese teşekkür etmek istiyoruz. Muhakkak bu konuda çalışan herkes iyi
niyetliydi.
Ancak ortada ciddi bir koordinasyonsuzluk ve bilinçsizlik vardı. Lider
eksikliği vardı. Bu nedenle o iskelenin altında hepimiz kaldık. Gaziantep arama
kurtarma çalışmalarında sınıfta kaldı.
Acilen Arama kurtarma görevi olan kurumlar, meslek odaları ve sivil toplum
örgütleri bir araya gelerek,olası bir afette acil eylem planı üzerinde
çalışmalara başlamalıdırlar. İnşaat mühendisleri odası olarak bu organizasyonda
yer alacağımızı burada belirtmek isteriz.
Gerek Afad, Umke, İtfaiye, Belediyeler gibi arama kurtarma faaliyeti görevi
olan kurumların, bu tür afet olaylarına ne kadar hazırlıksız olunduğunu
anladık.
Görgü tanıklarının bizleri yönlendirdiği konum ile, Korkut Küçükcan
kardeşimizin cansız bedenine ulaşıldığı yer arasındaki mesafenin çok fazla
olduğuna şahit olduk. Görgü tanıkları bizleri yanlış yönlendirmiştir ve
sorgulanmaları gerekmektedir.
Özellikle görgü tanıklarının yönlendirdiği konumda belirli bir mesafe
alındıktan sonra, hatta tüm çalışmanın başladığı andan itibaren caminin 4
tarafından çok daha fazla ekiple çalışma yapılmaması Korkut Küçükcan
kardeşimize ulaştığımız süreyi fazlasıyla uzatmıştır.
Ayrıca Korkut Küçükcan kardeşimizin
cansız bedenine ulaşıldıktan sonra Umke`nin kan gurubu belirli kan torbalarıyla
orada beklerken kendisinin yaşadığı ile ilgili bilginin paylaşılması, Valiliğin
bile yanlış yönlendirilmesi, ailenin vefat haberini hastanede öğrenmesi
gerekliliği ile ilgili bir kararsa bile çok yanlıştır ve herkesi o gece en
derinden yaralayan hadiselerden bir tanesidir.
Alınan bilgilere göre Şantiye alanının tahliyesinin, Meslektaşımız Korkut
Küçükcan`ın enkaz altından çıkarıldıktan sonra durdurulduğu görülmektedir.
Enkaz altında başka vatandaşlarımızda olabilir. Acilen arama kurtarma
çalışmalarının devam ettirilmesi gerekmektedir.
*13.5 metre ve daha yüksek iskele
kurulumlarında ahşap iskele türünün kullanılması yasak iken, Akkent Camii
inşaatında yaklaşık 45 metre yüksekliğinde kullanılan ahşap iskeleye nasıl izin
verildi? Kim izin verdi?
*İnşaat belirli bir aşamaya geldikten sonra yarım kalmış. Devasa inşaat alanı
yıllardır kaderine terk edilmiş, metruk bir yapı haline dönüşmüştür. Bu denli
tehlike arz eden bir yapının bu kadar uzun süre bu halde kalmasının sebebi
nedir?
*Civar bölgede yaşayan halk buranın tinerci yuvası haline geldiğini içeride
mahallenin çocuklarının elini kolunu sallayarak gezdiğini söylüyorlar.
Böylesine tehlike arz eden inşaat alanı ile ilgili olarak her hangi bir
güvenlik önlemi neden alınmamıştır?
*Ve bizim için sorulması gereken en önemli soru şudur; yaklaşık 3 ay önce
şantiye alanında çalışma yapıldığı ve beton döküldüğü, hatta beton dökümü
esnasında iskelenin böyle bir yükü taşıyamayacağı anlaşılınca beton dökümünün
yarım bırakıldığı biliniyor. Peki, üstü açık olan bu yapının, yıllarca soğukta
kar ve yağmur, sıcakta güneşe maruz kaldığı bilinen ahşap iskelenin, beton
dökümü esnasında kurumuş ahşabın üzerine yüklenen yeni yükü taşıma gücü
kalmadığı fark edildikten sonra, değerli meslektaşımız Korkut Küçükcan neden
ölçü alımı için camiye gönderilmiştir?
İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu olarak bugün sabah saatlerinde Cumhuriyet Başsavcılığına giderek, üyemiz Korkut Küçükcan`ın hayatını kaybettiği vahim olay ile ilgili suç duyurusunda bulunduk. Yaşanan ölümlü olayın sorumlularının ortaya çıkarılması ve en ağır şekilde cezalandırılması en büyük beklentimizdir.
Diğer taraftan Şube Yönetim Kurulu olarak, şubemiz binasında bulunan anma töreninin yapılmış olduğu seminer salonuna merhum meslektaşımız, arkadaşımız, canımız, kardeşimiz Korkut Küçükcan`ın adının verilmesi ile ilgili oy birliği ile karar almış bulunmaktayız. Artık Korkut Küçükcan`ın adı bizimle yaşayacak.